ACI ÜZERİNE
- pdremineerdem
- 14 Kas 2023
- 2 dakikada okunur
Dünya kolay bir yer değil. Hissetmek, susmak, konuşmak, ilişkilenmek, yalnızlaşmak, çaresiz kalmak var. Zorlayıcı duyguları hissetmek de insan olmanın kıymetli bir parçası. Hepsi insan olmaya dahil, hepsi insani. Kendi küçük dünyamızın dışında gelişen olaylar zaman zaman çaresiz ve umutsuz hisleri getirebiliyor. Hastalıklar, doğal afetler, soykırımlar… Ne yazık ki bunlara şahit oluyoruz, ne mutlu ki bunlardan acı duyabiliyoruz. Evet; ne mutlu ki. Tüm bunlar olurken bir an durup üzüldüyseniz bu sizin kalbi olan bir insan olduğunuzu gösterir. Acı çekebilmek, başkalarının acılarına duyarlı olabilmek bir şeyleri önemsediğinizi gösterir.
Birkaç saniyeliğine bu zamana kadar sizi çok üzen, hayal kırıklığı yaşatan bir anınızı düşünün. İçinde kıymet verdiğiniz, umursadığınız bir şey, bir kişi, bir yer mutlaka vardır. Bazı durumlara üzülüp elimizden bir şey gelmediğini düşünürken kendimize bu şefkati gösterebilmeyi değerli buluyorum. Üzülüyorum, öyleyse insanım. Üzülüyorum, öyleyse hayattayım.
Elbette harekete geçebileceğimiz, yapabileceğimiz bir şeyler varsa eyleme geçelim. Fakat bazı durumlara etkimiz sınırlıdır. Bu noktadaki zorlayıcı duyguya yer açıp elimizden geleni yapmaya devam etmek bize içsel bir motivasyon sağlayabilir diye düşünüyorum. Evlerimiz dışında yaşanan acılara duyarsız kalmadan, kendimizi çaresizlik çukuruna atmadan da hareket edebilmek mümkün. Zor ama mümkün.
Evimize yani kendimize geri döndüğümüzdeyse işler pek de yolunda gitmeyebiliyor bazen. Başımıza gelen her durum bizi hemen başka bir şeye dönüştürmeyebiliyor. Acı bize, biz acıya bakakalıyoruz. Çünkü bazı acılar da yalnızca acıdır. Tesellisi, çözümü, neyse ki’si olmadan. Elden bir şey gelmeden içinden geçilebilir. Bundan ne çıkarırım’ı bile düşündürmeyebilir. Sebep olan biz olsak da, olmasak da; hatta ortada bir sebep olan olmasa da. Böyle zamanlarda acıya eşlik edenler kıymetlidir. Acıyı yok etmeye çalışmadan, şefkatle “bak ben buradayım, istersen” diyerek. Kara bulutları dağıtmaya çalışmadan, bir süre onlarla yaşamanın mümkün olduğunu hissettirerek. Geçenlerde çokça sosyal medyada paylaşılan “Ama” filmindeki o meşhur sahnede karakter şöyle bir yakınmada bulunuyordu “İlla her buhranlı dönemimizden bir verim mi almamız gerekecek? Bir kere de karakter acılar içinde süründüğü hiçbir şeyin onu teselli edemediği yıllar yaşasın.. Her derdimizin üstesinden pozitif düşünme yöntemleriyle mi geleceğiz? Hayatta sorun diye bir şey var, her şeyin çözümü olmak zorunda değil.”
Hayatı sevdiren tüm olumlu duyguları zıtları olmadan ne kadar hissedebilirdik, hissettiğimizin kıymetini ne ölçüde bilebilirdik? Hali hazırda kara bulutlar üstünüzdeyse bunları okumak can sıkıcı olabilir, yalnız değilmişim diye de düşündürebilir. Olsun. Zaten “acıyı sevmek olur mu?”
Metinde bahsi geçen film: Ama (2022)
"Acıyı sevmek olur mu" Cihan Güçlü'ye ait bir şarkı sözüdür.
Comments